14 Ocak 2014 Salı

Çarpı İşi Cupcake Mutfak Havlusu

         

        Evlendikten sonra yaşadığın şehir de değişmişse tuhaf bir yalnızlık hissi yaşıyor insan. Tanıdığın tek kişi eşin oluyor ve buna alışacağını düşünüyorsun. Ama zaman geçtikçe hiç olmazsa bir arkadaşım olsaydı, " bir şiir miktarı oturabileceğim" diye düşünmeye başlıyorsun. Yaşadığın en güzel dönemi de paylaşabileceğin bir arkadaş ihtiyacı hiç bitmiyor, dostların hasreti hiç bitmiyor. Derken frekansı tutturabileceğini düşündüğün biriyle tanışıveriyorsun. Çok fazla vakit geçiremesek de görüştüğümüz kısıtlı zamanlarda keyifli sohbet edebildiğim Mualla'ya , getirdiği el emeği baklavaların tabağını boş vermek istemedim ve bu küçük mutfak havlusunu işledim. Yeni evlerinde güle güle kullanır umarım.







13 Ocak 2014 Pazartesi

RUHİ MÜCERRET / MURAT MENTEŞ


Dublörün Dilemması'yla tanıştığım Murat Menteş'in son kitabı Ruhi Mücerret'i "Eyvah, çok az kaldı, bitiyor!" serzenişleriyle bitirdim. Uzun zamandır kıkırdayarak güldüğüm bir kitap okumamıştım. Tam da beklediğim gibi , okurken bol bol altını çizdiğim, dönüp dönüp aynı yerleri okuduğum ve bitirdikten sonra da karakterleri özlediğim bir kitaptı.
Kitabı okuduğum süre boyunca Murat Menteş cümlelerine benzer cümleler kurmaya çalıştığımı fark ettim. Onun yaptığı benzetmelere benzetmeye çalıştım cümleleri ama yanlarına bile yanaşamadım tabi ki. Yine de kitap, insana öyle cümleler kurabileceği güvenini veriyor. Çünkü benzetmeler o kadar tanıdık ki, "Benim niye aklıma gelmiyor bunlar!" diye kendine kızıyor insan.
Kitabın içeriğine gelirsek tek tek karakterlerden bahsetmeyeceğim ama ben Ruhi Mücetten'in olduğu ilk kısmı daha keyifli okudum. İkinci kısmı okurken Ruhi Mücerret'i özledim. Özellikle de Avni Vav ve Ruhi Mücerret'in sohbetleri gelecekte dostlarımla yapmak isteyeceğim türden  sohbetlerdi. Keşke komşumuz olsa bu ihtiyarlar(!) dedim.
Ruhi Mücerret Haydarpaşa Garında 40 yıl gece bekçiliği yapmış ve sabaha kadar TRT de Klasik Batı müziği dinlemiş biri. Kitapta da bu müzikten bazı örnekler verilmiş. Klasik Batı Müziğiyle ilgili hiç bir şey bilmediğim için merak edip tek tek Youtube dan dinledim müzikleri.
                                                             Gabriel Faure- Pavane

                                             Alexis Weissenberg- Arabesk

Sergey Rahmaninov op.3 no.4 pre lüd

Nikolay Rimski/ Korsakov- Skazka o Tsare Saltane 

Peter İlyiç Çaykovski - Kuğu Gölü

Camille Saint- Saens Le Carnaval das Animaux

 Altını çizdiğim yerleri  de paylaşıyorum özledikçe bu posttan okurum artık :)































5 Ocak 2014 Pazar

2013'te Okunanlar ve 2014 Hedefleri


2013 yoğun geçen bir yıl oldu. Evlilik hazırlıkları, el işi hediyelikler derken ilk altı ay çok az kitap okudum ama okulların açılmasıyla ve her gün bir saatlik servis okumalarına başlamamla sonunda kitap okuma rutinine başlamış oldum. Okuduğum 17 kitabı sıralarsam;

1. Nar Ağacı/ Nazan Bekiroğlu: Kitap yazısı için buyurun.
2. Kara Oklar Çetesi Büyük Macera / Ahmet Şerif İzgören : Çok beğendiğim bir çocuk kitabıydı. Kendi değerlerimizin kendi sanat eserlerimizin etrafında kurgulanmış bir kitap. Sınıf kitaplığı için de bir tane almıştım ve öğrencilerimin elinden düşürmediklerini görmüştüm.
3. Hayvan Çiftliği/ George Orwell
4. Öğretmenim Lütfen Bu Kitabı Okur Musunuz?/ Hasan Yılmaz
5. Yavaşla: Bu Dünyadan Bir Defa Geçeceksin/ Kemal Sayar : Kitap yazısı için buyurun.
6. Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez/ Kemal Sayar
7. Merhamet: Kalbe Dönüş İçin Son Çağrı / Kemal Sayar
8. Kendine İyi Bak / Kemal Sayar
9. Çöl Deniz: Hz. Hatice / Sibel Eraslan
10. Kalbin Direnişi / Kemal Sayar
11. Ve Dağlar Yankılandı / Khaled Hosseini
12. Satranç / Stefan Zweig
13. Boğaziçi Yalıları /Abdülhak Şinasi Hisar
14. Mahur Beste / Ahmet Hamdi Tanpınar
15. Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali : Kitap yazısı için buyurun.
16. Efsane / İskender Pala : Kitap yazısı için buyurun.
17. Mesnevi Terapi / Nevzat Tarhan



2014 te okumayı hedeflediklerime gelirsek:
1. Osmancık/ Tarık Buğra
2. Varolmak, Gelişmek , Uzlaşmak / Üstün Dökmen
3. Yunus Terapi / Navzat Tarhan
4. Od / İskender Pala (2. defa okunacak)
5. Nar Ağacı / Nazan Bekiroğlu ( 2. defa okunacak)
6. Posta Kutusunda Mızıka / Ali Ural
7. Hani / Oruç Aruoba
8. Korkma Ben Varım / Murat Menteş
9. Küçük Prens / Antoine de Saint
10. Küçük Ağacın Eğitimi / Forrest Carter
11. Ruhi Mücerret / Murat Menteş
12. İstanbul Kriterleri / İbrahim Paşalı
13. Bir Adam Girdi Şehre Koşarak / Tarık Tufan
14. Üstad Ali Ulvi Kurucu / M. Ertuğrul Düzdağ
15. Mimoza Sürgünü/ Nazan Bekiroğlu
16. Resimli Osmanlı Tarihi / Yavuz Bahadırğoğlu
                                                                                       
Kütüphanemde okunmayı beklenenler bunlar. Bende olmayıp almayı planladığım 3-4 kitap var şimdiden ama
önce bekleyenleri okudukça alacağım onları. 2014 daha çok okumalı, kitaplı bir yıl olsun.

2 Ocak 2014 Perşembe

Talihsiz Bir Antika Gelin Arabası Hikayesi ve Kanaviçe Çerçeve

Başlığı uzun bir düşünme süreci sonucunda ancak bu kadar kısaltarak atabildim :) Başlıkta da olduğu gibi gelin arabası hikayesinden başlamak istiyorum. Çocukluğumdan beri hep klasik sarı bir vosvosum olsun istemişimdir. Bu istediğimi her belirttiğimde babamdan farklı tepkiler alırdım ki bunlardan biri de "Bi tamirciyle evlenmen lazım o zaman!"dı. Yıllar sonra ne kadar haklı olduğunu tam da düğün günümde hep beraber görmemiz de unutulmayan bir anı oldu. Düğün yaklaştıkça gelin arabası için antika bir araba istediğimi belirtmiştim eşime ama olmazsa da fark etmeyeceğini illa osun diye tutturmadığımı da eklemiştim. Ama kıymetli eşim sağ olsun ne yapıp edip (tosbi olmasa da) bir araba buldu; mavi bir Chevrolet İmpala.


Araba düğün günü yaklaşık 150 km virajlı bir yol gideceği için de bir hafta önceden bakıma sokuldu, lastikler değiştirildi vs. Bunca hazırlıktan sonra işin talihsiz kısmı nerede derseniz? Gelin alma için eşimin evinde toplanan konvoy arabaları bizim evin önünü gayet sorunsuz bir şekilde geldiler. İçeriden korna seslerini duyuyoruz garip bir heyecan içindeyim derken damat bir türlü yukarıya çıkmıyor. Bu arada kızlar camdan arabanın fotoğrafını çekip bana gösteriyorlar "Ayy çok hoşş!" diyerek. Biraz bekledikten sonra eşim yakın arkadaşı ve aynı zamanda sadıcıyla oda kapısında göründü. Beni gördüğündeki yüz ifadesi tek kelimeyle panikti ve ilk cümlesi de "Araba bozuldu, kapıyı kapatınca su boşaldı, çalışmıyor!" oldu. Ben tabi ki "Boşver önemli değil!" diyerek sakinleştirmeye çalışsam da o asansörden inip değişen gelin arabasına binene kadar sürekli aynı cümleyi farklı şekillerde söylemeye devam etti. Hatta öyle ki kapıdan çıkıp dua edildiği bütün gelinlerin ağladığı o anlarda beni bir gülme aldı :) İyi ki yüzüm kapalıydı diyorum şimdi (duvaktan başka kalın bir örtüyle, yöresel bir gelenek). Eşimden dinlediğim kadarıyla bizim evin önüne geldiklerinde arabadan inip kapıyı kapattığı anda arabadan kol kalınlığında foşur foşur sular akmaya başlamış arabanın sahibi ve şoförü de çaresiz kalmış. Hemen üzerindeki süsleri çıkarıp başla bir arabaya takmaya başlamışlar. Biz indiğimizde ben kapıya hala bir şeyler bağlamaya çalışan birinin neredeyse tepesinden atlayarak bindim arabaya. Bütün düğün boyunca yaşadığımız tek talihsizlik bu oldu. Bunu da "nazar çıktı"diye yorumladı herkes. Bunun gibi aksiliklere hazırlıklı olmak lazım ve bunların moralinizi bozmasına izin vermemek durumundayız. Mesela bu olayda "ya çarşının ortasında olsaydı" diyerek teselli bulmuştum :)


Gelelim model arabaya. Sanırım Limango'nun kampanyalarından birinde antika model arabaları görünce acaba bizim araba var mıdır diye baktım ve tek kapılı olanını buldum. Üstelik rengi bile aynıydı. Hemen aldım ve geldiğinde sevmelere doyamadık. Şimdi her gördüğümde yaşadığımız trajikomik olay aklıma geldiği için gülümsüyorum.

Baş harflerimizin, düğün tarihimizin yazılı olduğu çifte kumruları geçen yıl işlemiştim. Şablonunu internetten beğenip kaydetmiştim ve bilgisayardan yakınlaştırarak işledim.  Geçenlerde İstanbul'dan aldığımız üçlü çerçevelerin en büyüğüne bu işlemenin çok yakışacağı fikri geldi aklıma. Hemen işlemeyi çıkardım düğün tarihimizi ekledim altına ama kumaşın kare olduğu için çerçeveye küçük geldiğini fark ettim. Evdeki keçelerden ve havlu kenarında kullandığım dantelden ulama yaptım, iyi ki kumaş yetmemiş diyorum, bu halini daha çok sevdim.