24 Şubat 2013 Pazar

AİLEMİZE ÇEYREK YÜZYIL SONRA GELEN İLK BEBEK


Başlığı açıklamayla başlamalıyım sanırım. Biz dört kuzeniz. Abim ve ben, iki de halamın kızları. Kuzenler içinde en küçük benim en büyükse halamın kızı. Aramızda evli olan sadece o olduğu için de aileye benden sonra bebek gelmedi. Bizimkiler de hala bizim bebekliklerimizi, doğumumuzu başa sarıp sarıp anlatıp duruyorlar. Herkesin sayısını dahi bilmediği kadar kuzeni varken bizim bir elin parmağın bile ulaşmayan sayımız beni hep üzmüştür ama nedense memleketimizdeki 2 çocuk uygulamasının (kendiliğinden gelişen yazısız bir kural) sonucu olarak böyle küçük ailelere sahibiz. Kuzenim 4 yıllık evliydi ve artık hepimiz bir bebek beklentisi içine girmiştik ki müjdeli haberi verdi. O günden bu güne kadar da sürekli bebeğin doğacağı günü hayal ettik ailecek. Özellikle de babam (büyük dayı) biraz abartıp günde bir kaç kere arayıp "Bebeğin canı bir şey istiyor mu?" diye soruyordu son haftalarda. Beklenen gün geldi ve 19 Şubat'ta Beray teşrif etti dünyaya. Hafta sonu onu görmeye gidene kadar içim içime sığmadı. Kokusunu doya doya içime çekmeyi o kadar uzun zamandır bekliyorduk ki. Hepimiz için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Allah bahtından güldürsün, hayırlı bir evlat olsun inşallah.
Şimdi gelelim cicilere. Cinsiyetini öğrendikten sonra ufak ufak bi şeyler almaya başlamıştım. İlk önce ayak izli panosunu işledim ve doğduğu gün ismi ve tarihi atılacak olarak bir kenara kaldırdım. Sonra netten gördüğüm bez pasta (diaper cake) yaptım, becerebildiğim kadarıyla. Bebek ve çocuklar için kanaviçe motifleri olan kitabı aldığımdaysa mutlaka bir kaç şey işlemeliyim dedim ve lavanta yastıklarını yaptım.

Beray'ın odası


Yukardaki fotoğraflarda görülen toparlak şey bez pastamız oluyor. Üstünde tül kurdele, simli kapler kelebek ve lavanta yastıkları var. Lavanta yasıklarını pastaya takmak niyetiyle yapmamıştım ama takınca da çok hoş durdu o yüzden böyle götürmeyi tercih ettim. Bezleri bozarken de asıl amacına uygun olarak dolap kulplarına ya da giysi askılarına asar annesi.

Resim yazısı ekle

Kapı süsüyle uyumu çok hoş oldu :)


Minik hanımın el ve ayak izini hamura çıkartıp kurutma fikri geldi aklımıza bir de. Teyzesiyle netten yaptığmız araştırmaya göre 1 fincan un, 1 fincan tuz ve yarım fincan su ile yapılan bir kalıp hamuru hazırladık. Suya gıda boyası katarak renklendirdik. Gel gör ki elin izni almak hiç de düşündüğümüz gibi kolay olmadı. Hanımefendi hamura elini bastırdığımız anda elini yumruk yaparak koca bir parça hamuru avuçladı. Kaçıncı deneme olduğunu bile hatırlamadığımız bu işlemden o anda vazgeçtik. Uzun bir süre elindeki hamurları temizlemeye uğraştık bir de. Daha sonra ananesi uyurken aldı el izini. Ayağının izini de kısmen daha kolay bir şekilde aldık ve kurumaya bıraktık.

Minik hanımın avuçladığı hamur :)
İzini almaya çalıştığımız minnak eller :)
Böylece bir haftasonunu bebek kokusuyla geçirmenin mutluluğunu yaşadım. Allah isteyen herkese nasip etsin.